29 Ekim 2011 Cumartesi

Ve sonbahar..

Uzun süredir yazamadık sayfamıza. İşlerin yoğunluğu Ozi'nin ana okuluna başlaması derken
geçip gidiyor günler. En son iki hafta önce kısa süreliğine uğrayabildik bahçeye.

Sonbaharın gelişi, garip, hüzünlü bir hava estiriyordu bahçede. Hafif bir terkedilmişlik duygusu ve
sessizlik karşıladı bizi. Eniştenin zorlama ile yetiştirdiği domates, biber ve patlıcanlar bozulmuş
ama hala üzerindeki son mahsülleri yaşatma gayreti içindeler.Asma yaprakları o en sevdiğim
turunculuğa bürünmeye başlamış, dayanamayanlar dökülmüş. Enişte biz gidemeyince
olgunlaşan cevizleri toplamış, kırmış , ceviz içlerini güzelce kurutmuş, Ozi'ye hazır etmiş.
Bir önceki hafta da kokulu Isabella üzümümüzü toplayıp getirmiştik. Bu üzümün kokusu
bize biraz ağır geldi, hiçbirimiz yiyemedik ama eşimin iş yerindeki arkadaşları dört gözle
bekliyordu bu kokulu üzümleri, onlar bolca yediler üzümlerini.
Bu süreçleri maalesef fotograflayamadım.

Sonbaharda bahçede yapılması gereken o kadar iş var ki sanırım çoğunu yoğunluktan dolayı aksatacağım.

Mutlaka yapmamız gereken iki iş var;
1-İlkbaharda aldığım hayvan gübresini zeytinlerin altına yaymak.
2-En önemlisi ve hayatımızda ilk defa yaşayacağımız zeytin hasatı.

Geçen yıl zeytinlerimizde hiç zeytin olmadı.Bu yıl fena değil, ne kadar ürün olur kestiremiyorum,
dediğim gibi bu ilk tectübemiz. 24 kök kalamata ve 1 kök samanlı (sanırım çünkü diğerlerinden farklı gibi)
zeytinimiz var.

Bu aralar zeytin nasıl kurulur nasıl işlenir diye araştırıp duruyoruz. Agaclar.net de okadar çok
bilgi varki başımız döndü. Bizim anladığımız genel olarak çeşitli yöntemler var ama bölgeye ve
yapanın damak zevkine göre ekstra uygulamalar yapanlar da bolca. Tabi bu özel uygulamalar
bize ne kadar hitap eder bilemiyoruz.  Sanırım bir süre sonra biz de kendi özgün zeytin kurma
stilimizi geliştireceğiz. Her zaman hayran olduğumuz Akdeniz kültürünün Zeytin ve Asma ikilisi
hakkında daha çok şey öğrenmemiz gerektiği kesin.

Komşumuz Meyvelitepe'nin verdiği kaolini biz gidemediğimiz için komşumuz Cengiz
zeytinlerimize attı. Yağmur yağmasına rağmen zeytinlerin kaolini hala üzerinde. İki komşumuzada
buradan çok teşekkür ediyoruz.

Son gittiğimizde fotografladığımız zeytinlerimiz.






Otların arasından görebilirseniz bahçenin sahibi.



Ve artık klasikleşmiş haftasonu rotamızdan bir iki resim. Rotamızı tabiki Ozi belirliyor. Haydarpaşa garı, vapurla Karaköy , Tünelde metro yolculuğu, Beyoğlu-Taksim nostaljik tramvay yolculuğu. Ve aynı rotadan eve dönüş.






ve robot Ozi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder