24 Aralık 2011 Cumartesi

Zeytin ağacına şükranımız.

      Fotograf. Jono Slack ( East Anglia & Cornwall UK )





Ey Hz.Adem'in ağzından biten ağaç,
Ey Hz.Nuh'un güvercini ile dalını gönderen ağaç,
Ey barışın, mutluluğun, sağlığın sembolü ağaç,
Ey kutsallığın, bolluğun, bilgeliğin sembolü ağaç,
Ey yıllara meydan okuyan, ölümsüz ağaç,
Ey altın sıvısını bizden esirgemeyen ağaç,
Bize bahşettiğin bu güzellikler için şükranlarımızı kabul et.



Bu yıl ilk defa zeytin hasatı yaptık. Bir miktar yeşil zeytin, 2 kg kadar sele zeytini , 5 kg kadar salamura zeytin yaptık. Sele zeytini biraz yumuşak olduğu için evde sevenler , sevmeyenler oldu. Yeşil zeytinde ise acılık biraz kalmış, birkaç gün daha suda tutmak gerekiyormuş. Tadı çok güzel, biraz kekik ile inanılmaz lezzetli oluyor. 1,5 kg lık turşu kabı kısa sürede bitti.




Kalan zeytinlerimizi toplayıp sıktırırarak bize güzel bir süpriz yapan Sn.Meyvelitepe'den zeytin yağımızı aldık. Kalamata zeytinden yapılan ,15kg kadar saf inanılmaz bir tadı olan zeytin yağımız oldu. Zeytinyağı, üzerine kekik, pul biber , biraz tuz ve kızarmış ekmek kahvaltılarımızın ayrılmaz bir lezzeti artık .




24 Kasım 2011 Perşembe

Zeytin Hasatı

Bayramın son günü Meyvelitepe'den bir mail aldık. Bizim zeytinlerin olgunlaştığını , artık toplanması gerektiğini haber veriyordu.
Hafta sonu hava kötü olacağı için sabah erkenden bahçeye gittik. Biz zeytinlerimizin hepsini hasat edeceğimizi planlıyorduk ama, iş göründüğü gibi değildi. Sadece bir ağacı topladığımızda bile bizim ihtiyacımızdan fazla olduğunu gördük. Ne yapacaktık bukadar zeytini diye düşünürken Sn. Meyvelitepe geldi bahçeye. Tüm zeytini ben, eşim ve Ozi'nin toplaması zaten mümkün değildi. Kalan zeytini Sn.Meyvelitepe toplatacağını ve kendisinde boş salamura bidonuna salamura kurabileceğini söyledi. Mutabık kaldık. Biz de bir miktar kalamata ve tek ağacımız olan samanlı zeytininden bir miktar toplayarak döndük bahçeden.
Şimdi zeytinlerimizi yapma zamanı.





29 Ekim 2011 Cumartesi

Yunus'un anısına. Daha fazla insanı kaybetmemek umuduyla..


GÖZLERİN

Düşlerin parlayıp söndüğü yerde
Buluşmak seninle bir akşam üstü
Umarsız şarkılar dudağımda bir yarım ezgi
Sığınmak, gözlerine sığınmak bir akşam üstü

Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi

Bir orman bir gece kar altındayken
Çocuksu, uçarı koşmak seninle
Elini avcumda bulup yitirmek, yitirmek
Sığınmak, ellerine sığınmak bir gece vakti

Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken

Bir kenti böylece bırakıp gitmek
İçinde bin kaygı, binbir soruyla
Bitmemiş bir şarkı dudağında bir yarım ezgi
Sığınmak, şarkılara sığınmak bir ömür boyu

Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken

                                 Zülfü Livaneli

Ve sonbahar..

Uzun süredir yazamadık sayfamıza. İşlerin yoğunluğu Ozi'nin ana okuluna başlaması derken
geçip gidiyor günler. En son iki hafta önce kısa süreliğine uğrayabildik bahçeye.

Sonbaharın gelişi, garip, hüzünlü bir hava estiriyordu bahçede. Hafif bir terkedilmişlik duygusu ve
sessizlik karşıladı bizi. Eniştenin zorlama ile yetiştirdiği domates, biber ve patlıcanlar bozulmuş
ama hala üzerindeki son mahsülleri yaşatma gayreti içindeler.Asma yaprakları o en sevdiğim
turunculuğa bürünmeye başlamış, dayanamayanlar dökülmüş. Enişte biz gidemeyince
olgunlaşan cevizleri toplamış, kırmış , ceviz içlerini güzelce kurutmuş, Ozi'ye hazır etmiş.
Bir önceki hafta da kokulu Isabella üzümümüzü toplayıp getirmiştik. Bu üzümün kokusu
bize biraz ağır geldi, hiçbirimiz yiyemedik ama eşimin iş yerindeki arkadaşları dört gözle
bekliyordu bu kokulu üzümleri, onlar bolca yediler üzümlerini.
Bu süreçleri maalesef fotograflayamadım.

Sonbaharda bahçede yapılması gereken o kadar iş var ki sanırım çoğunu yoğunluktan dolayı aksatacağım.

Mutlaka yapmamız gereken iki iş var;
1-İlkbaharda aldığım hayvan gübresini zeytinlerin altına yaymak.
2-En önemlisi ve hayatımızda ilk defa yaşayacağımız zeytin hasatı.

Geçen yıl zeytinlerimizde hiç zeytin olmadı.Bu yıl fena değil, ne kadar ürün olur kestiremiyorum,
dediğim gibi bu ilk tectübemiz. 24 kök kalamata ve 1 kök samanlı (sanırım çünkü diğerlerinden farklı gibi)
zeytinimiz var.

Bu aralar zeytin nasıl kurulur nasıl işlenir diye araştırıp duruyoruz. Agaclar.net de okadar çok
bilgi varki başımız döndü. Bizim anladığımız genel olarak çeşitli yöntemler var ama bölgeye ve
yapanın damak zevkine göre ekstra uygulamalar yapanlar da bolca. Tabi bu özel uygulamalar
bize ne kadar hitap eder bilemiyoruz.  Sanırım bir süre sonra biz de kendi özgün zeytin kurma
stilimizi geliştireceğiz. Her zaman hayran olduğumuz Akdeniz kültürünün Zeytin ve Asma ikilisi
hakkında daha çok şey öğrenmemiz gerektiği kesin.

Komşumuz Meyvelitepe'nin verdiği kaolini biz gidemediğimiz için komşumuz Cengiz
zeytinlerimize attı. Yağmur yağmasına rağmen zeytinlerin kaolini hala üzerinde. İki komşumuzada
buradan çok teşekkür ediyoruz.

Son gittiğimizde fotografladığımız zeytinlerimiz.






Otların arasından görebilirseniz bahçenin sahibi.



Ve artık klasikleşmiş haftasonu rotamızdan bir iki resim. Rotamızı tabiki Ozi belirliyor. Haydarpaşa garı, vapurla Karaköy , Tünelde metro yolculuğu, Beyoğlu-Taksim nostaljik tramvay yolculuğu. Ve aynı rotadan eve dönüş.






ve robot Ozi.


22 Ağustos 2011 Pazartesi

Başarısız bir haftasonu.

Bu haftasonu kötü geçti. Bizim elektrik işi hala devam ediyor.Son bilgiler şöyle;
İlçe tarım, İl Tarım, DSİ arasında süren mekik dokumaların sonunda, tam iş bitti derken, bizim elektrik onay işi soluğu Bursa'da aldı. Bursa nereden çıktı derseniz onu bizde anlamadık süpriz oldu. Kocaeli Tarım Müdürlüğü bölge olarak Bursa ' ya bağlıymış ve son onayı bölge müdürlüğü veriyormuş. Bir elektrik çekme işinin bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Bilseydim alır bir benzinli motor suyumu da istediğim gibi kullanırdım. Bu arada meyvelerimiz susuz kalmasın diye kuyudan kova ile su çekip meyveleri suluyorduk.
Hafta sonu bahçeye gittiğimizde ne görelim, bizim iki kovanın yerinde yeller esiyor.
Moral sıfıra indi. Zeytinlere kaolin atacaktık, son yağışlarda ağaçlardaki kaolin bayağı gitmişti.
Ne yapacağız diye düşünürken, imdadımıza ne yetişti bilin bakalım;

Ozi'nin oynamak için bahçeye getirdiği kovası :)

Bir pompa kaolin hazırlayıp atmaya çalıştım ama rüzgardan dolayı başarılı olamadım. Zeytinler de yağlanmaya başladığından , kaolin zeytinlere nerede ise hiç yapışmadı. Ben de vargeçtim zeytinlere kaolin atmaktan.

Bağ kartonlama olayından sonra bayağı gelişme göstermiş. Acilen direk dikmem gerek. Uzun asma dalları zürgardan olumsuz etkileniyor. Bazı kartonlar da asmaları çok sıkıştırmış onları da söktüm. İki hafta sonunda çoğu asma kartonların üzerine kadar büyümüş.

Son yağıştan sonra her tarafı gene otlar sarmıştı. Enişte de ben de daraldık. Hiçbirşey yapmak gelmedi içimizden.
Bu arada eniştenin taşıma su ile yetiştirmeye çalıştığı sebzeler iyi durumda. Biz de oturduk ve menemen pişirdik.

İşte bu haftanın fotografları.












Ve bu yıl diktiğimiz elma ağacından Ozi'ye yesin diye bıraktığımız iki adet elma. Ozi test etti ve çok beğendi..


11 Ağustos 2011 Perşembe

Koca Dede

İki hafta kadar önce birgün Ozi ;
"Biz niye Koca Dedeme gitimiyoruz.Ben Koca Dedemi çok özledim" dedi.
Çok şaşırmıştık. Ozi, büyük babasına Koca Dede diye hitap ediyordu. Bu isimi kendi kendine
bulmuş, ve hep bu hitap şeklini kullanmaya devam etmişti. Bizim izin ayarlama şansımız olmadığı için
iş gene Anneanne'ye düştü. Uçak biletleri alındı ve Ozi ile Anneannesi , Elazığ'daki Koca Dedesinin köyüne gitti.
Bir haftalık bir ziyaretten sonra yarın dönüyorlar.
Ozi'nin köyde iken söylediği bir söz bizi çok güldürdü;
Köydeki bahçeleri, ağaçları gördükten sonra "Koca Dedem bukadar ağacı nasıl suluyorsun? " demiş.
Sanırım Koca Dede'sini köyün sahibi zannetti.
Bu yıl çekilen fotograflar yok elimde , iki yıl önce köye gittiğimizde çektiğimiz birkaç fotograf.


Koca Dede Bağ budarken..

Baba Anne.


Ozi  fayans dizerken.. 


7 Ağustos 2011 Pazar

Bağ İşleri..

Geçen bir iki gün rüzgarlı olunca asmaları bir an önce sabitlemek ve düzene sokmak gerektiğine karar verdik.
Bu iş için plastik ürün çok aradıysam da bulamadım. Zorunlu olarak ondüle denen bir ürünü kullanmak zorunda kaldık.



Asmaların fazla dallarını kopardık, güçlü ve iyi sürgün veren tek dal bıraktık . Böylece asma hem rüzgardan korunacak hemde düzgün şekilde dikine büyüyebilecek. Bağ direklerini dikip asmaları tele alıncaya kadar bu şekilde büyümelerini bekleyeceğiz. Bu arada umarım yağmur yağmaz..



2 Ağustos 2011 Salı

Su Kuyusu,Elektrik İşleri ve bal hasadı..

Uzun süredir temizletmeyi ve üzerini kapatmayı düşündüğümüz su kuyusu işini bitirdik. Yalova 'dan Kuyucu Mustafa usta sağolsun, kuyunun temizlenmesi ve üzerinin kapanma işini sorunsuz halletti.


Kuyu işi bittikten sonra elektrik için müracaat ettik. Bahçeye elektrik almak tam bir işkence.TEK bahçenize elektrik bağlamıyor. İl Tarım Müdürlüğünden bu suyu çıkarmaya ihtiyacınız olduğuna dair bir rapor istiyorlar.
Bu mevsimde personelin çoğu tatilde olduğundan, il tarım ile ilçe tarım arasında koşturmakla uğraşıyoruz hala.
Bu arada öncelikle Ziraat Odasına kaydolmanız ve çiftçilik belgesi almanız lazım. İl tarımda işimiz biterse(umarım bitecek), DSİ den yetkililer gelip kuyuyu inceleyecek bir raporda onlar verecek. Sonra bir aksilik olmazsa, TEK'e müracaat ile bir elektrikci bulup elektriği bağlatacağız.

Bu arada bahçenin son durumu şöyle.
Ali Baba'nın zorla hayatta tutmaya çalıştığı sebzeleri bayağı yol katettiler.

Patlıcanlar...

Salatalık ve biberler..


Fasülyeler...


Mısırlar...


çengelköy Salatalıklar...

Domates çiçeği..



Salatalık Çiçeği..


Bağın son durumu..


Ve ilk bal hasadı...Arı kovanlarımızdan birinde ana arı öldüğü için koloniyi kaybettik. Diğer dört kovan da da neredeyse bal yoktu. Bu yıl arıcılar için çok kötü bir yıl olduğunu işitiyoruz arıcı komşulardan. Sadece tadımlık her kovandan 1 çıta bal alıyoruz , onlarda tamamen dolu değil.Komşumuz Yılmaz Bey'e yardımları için çok teşekkürler diyerek bu haftalık bukadar diyoruz.

14 Temmuz 2011 Perşembe

10.07.2011 Geçen hafta yaptığımız kaolin uygulaması resimleri

Geçen hafta akşam üzeri zeytinlere , bağa ve fidanlara kaolin kili uyguladık.Akşam olunca fotograf çekememiştik.Bu hafta çekebildik fotografları. Akülü pompa ile attığımız için zeytinlerin tepesine pek ulaşamamış kaolin.
İşte fotograflar.





Ve zeytinlerimiz.


Minik incirimiz ilk yılından 2 incir hazırlıyor Ozi'ye.


Bağdan bir görüntü.

Eniştenin geç kalmış olsa bile yetiştirmeye çalıştığı sebzeleri.

Ve bahçenin ortasından körfeze bakış..

2 gündür ustalar bizim keson kuyuyu adam etmeye çalışıyorlar. Kuyudan bayağı bir pislik çıkmış. Bahçe tam topaldı derken gene dağıttık anlaşılan. Hafta sonunu merakla bekliyorum, bahçe ne durumda diye.
Sulama sistemimizi kurmamız lazım acilen. Havalar ısınıyor suya ihtiyacımız olacak. Şu ana kadar komşulardan idare ettik ama artık biraz zor.